Erbab Hukuk Arabuluculuk ve Danışmanlık

Anayasa Mahkemesi̇’ni̇n Bi̇reysel Başvuru Kapsamındaki̇ Tedbi̇r Kararı

Anayasa Mahkemesi

Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru kapsamındaki tedbir kararı, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin korunması ve ihlal durumlarında hızlı çözüm sağlama amacıyla alınan önemli bir hukuki tedbirdir.

Anayasa Mahkemesi; Türkiye’deki anayasal yüksek yargı organlarından biridir. Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar.

Hukuk devletinin bir ilkesi olarak Anayasa ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunarak güvence altına alınması amacıyla getirilen Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, çok yeni bir yargı yolu olmakla birlikte en çok başvurulan yargı yollarından biri haline gelmiştir. Anayasa madde 148′ de bireysel başvuru düzenlenmiştir.

“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz. Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.”

Bireysel başvuruda tedbir kararı; bireysel başvurular AYM tarafından sonuçlanıncaya kadar hak kaybına sebep olmamak ve telafisi güç zararların önlemesi amacıyla verilen geçici kararlarıdır. Hakkaniyetin sağlanması, kişilerin hak ve çıkarlarını korunması açısından önemli kararlardır.

Bireysel başvuruda tedbir kararı, 6216 sayılı Kanun’un “esas hakkında inceleme” başlıklı 49. maddesinin 5. fıkrasında düzenlenmiştir:

(5) Bölümler, esas inceleme aşamasında, başvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu gördükleri tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verebilir. Tedbire karar verilmesi hâlinde, esas hakkındaki kararın en geç altı ay içinde verilmesi gerekir. Aksi takdirde tedbir kararı kendiliğinden kalkar.

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 73. maddesinde tedbir kararı daha ayrıntılı düzenlenmiştir.

Tedbir kararı

MADDE 73- (1) Başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması üzerine, Bölümlerce esas inceleme aşamasında gerekli tedbirlere resen veya başvurucununtalebi üzerine karar verilebilir.

(2) İncelenen başvurulara ilişkin olarak; resen ya da başvurucunun talebi üzerine dosyanın esası hakkında karar verilmeden önce, tedbir kararına başvurulmaması hâlinde başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması üzerine, Komisyonlarca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesi derhâl yapılarak, tedbir hususunu da karara bağlamak üzere başvuru, ilgili Bölüme gönderilir.

(3) Bölüm, tedbire karar vermesi hâlinde gereğinin ifası için bunu ilgilikişi ve kurumlara bildirir.

(4) Tedbir kararı verilen başvurunun esası hakkındaki kararın en geç altıay içinde verilmesi gerekir. Tedbirin devamı konusunda yeni bir karar alınmadığında, başvurucunun hakkının ihlal edilmediğine ya da başvurunun düşmesine karar verildiği durumlarda tedbir kararı kendiliğinden kalkar.”

Görüleceği üzere 6216 sayılı Kanun’un 49. maddesinden farklı olarak bireysel başvuruda tedbir talep edilebilecek haklar, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 73. maddesi ile daraltılmıştır. AYM’ de verdiği kararlarında tedbir kararı verilebilmesi için sadece bir hakkın ihlalilin yeterli olmayacağını ciddi, yakın ve güncel bir riskin de olması gerektiğini vurgulamaktadır.

“6216 sayılı Kanun ve İçtüzük hükümleri bağlamında tedbir talebi değerlendirilirken, başvurucuların yaşam hakkı yönünden ciddi bir risk ile karşılaşacağına, işkence ve onur kırıcı kötü muameleye tabi tutulacağına ilişkin yakın, güncel birriskin varlığı belirleyici olmaktadır.”(AYM, S.R. (TAK), B. No.2015/33, 19.1.2015, § 17)

Anayasa Mahkemesi’ nin başvurucunun sınır dışı edilmemesi yönünde verdiği tedbire ilişkin ara kararı:

(AZIZJON HIKMATOV BAŞVURUSU, Başvuru Numarası: 2015/18582, Karar Tarihi: 15/12/2015)

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, Özbekistan vatandaşı olan başvurucu hakkında verilen sınır dışıkararının uygulanması hâlinde ülkesinde yaşam hakkı ile işkence ve kötü muamele yasağınınihlal edileceği iddiaları hakkındadır.

2. Başvurucu, sınır dışı edilmesine dair işlemin yürütmesinin tedbirendurdurulmasını talep etmektedir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

3. Başvuru, 4/12/2015 tarihinde yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün(İçtüzük) 73. maddesi uyarınca, tedbir talebinin Bölüm tarafından karara bağlanması gerekligörüldüğünden, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, 1984 doğumlu olup Özbekistan Cumhuriyeti vatandaşıdır.

6. Başvurucu, 2009 yılında yasal yollardan Türkiye’ye gelerek “uluslararasıkoruma” talebinde bulunmuş; ülkesindeki muhalif siyasi gençlik hareketlerine katıldığı içinhedef haline geldiğini ve ülkesini terk etmek zorunda kaldığını belirtmiştir.

7. Öte yandan başvurucunun Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine(BMMYK) yaptığı mültecilik başvurusu 30/6/2010 tarihinde uygun görülmüş olupbaşvurucunun güvenli üçüncü ülkeye yerleştirilmesine ilişkin süreç hâlen devam etmektedir.

8. 15/3/2015 tarihinde başvurucu bir araçla Kilis üzerinden Suriye’ye geçmeyeçalışırken yakalanmış; kamu düzeni ve kamu güvenliği bakımından tehdit oluşturduğugerekçesiyle idari gözetim altına alınarak Batman’a nakledilmiştir.

9. Batman Valiliği Göç İdaresi Müdürlüğü, anılan gerekçelerle 14/5/2015 tarihindebaşvurucunun sınır dışı edilmesine karar vermiştir.

10. Başvurucunun sınır dışı kararının iptali için açtığı dava Batman İdareMahkemesinin 14/11/2015 tarihli ve E.2015/1142, K.2015/2394 sayılı kararıylareddedilmiştir.

11. Bu karar, başvurucu tarafından 4/12/2015 tarihinde öğrenilmiş olup aynı günbireysel başvuruda bulunulmuştur.

12. Anayasa Mahkemesi, tedbir talebini karara bağlamadan önce Göç İdaresi GenelMüdürlüğünden (Göç İdaresi) başvurucunun sınır dışı edilmesine dair bilgi ve belgeleri talepetmiştir.

13. Göç İdaresi, 7/12/2015 tarihli yazısında, kamu güvenliğini ciddi bir şekildetehlikeye sokacağı değerlendirilen yabancılar hakkında güvenlik tahdit kodları veri girişiyapıldığını, bu kapsamda, “Jeopolitik konumu gereği Türkiye’yi çatışma bölgelerine geçişyapmak için kullanan yabancıların ülkemize giriş yapmalarını ve ülkemizi güzergâh olarakkullanmalarını önlemek, uluslararası terörle mücadele etmek” amacıyla başvurucu hakkındaG-87 tahdit kodu konulduğunu belirtmiştir.

14. Göç İdaresi anılan yazısında, Anayasa Mahkemesi tarafından tedbir talebihakkında bir karar verilinceye kadar başvurucunun sınır dışı edilmeyeceğini bildirmiştir.

B. İlgili Hukuk

15. 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun“Sınır dışı etme kararı” kenar başlıklı 53. maddesi şöyledir:

“(1) Sınır dışı etme kararı, Genel Müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklercealınır.

(2) Karar, gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya veyayasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Hakkında sınır dışı etme kararı alınanyabancı, bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi, kararınsonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir.

(3) Yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı, sınır dışı etme kararına karşı, kararıntebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurankişi, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir. Mahkemeye yapılanbaşvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır. Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu kararkesindir. Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yolunabaşvurulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Başvuru formu ve ekleri incelenip tedbir talebi hakkında gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

17. Başvurucu, ülkesinde sistematik olarak insan hakları ihlalleri gerçekleştiğini, diniinançları ve siyasi görüşü nedeniyle ülkesinde işkence ve kötü muameleye maruzkalabileceğini, “terör” gerekçesiyle sınır dışı ediliyor olması nedeniyle ülkesinde teslimalındığında ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olacağını, yargılama sürecinde idaremahkemesince iddialarının dikkate alınmadığını belirterek Anayasa’nın 17. ve 36.maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve YargılamaUsulleri Hakkında Kanun’un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrası ve İçtüzük’ün “Tedbirkararı” başlıklı 73. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre; başvurucunun yaşamına ya damaddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması hâlinde,başvuru hakkında esasa ilişkin inceleme yapılana kadar Bölümlerce resen veya başvurucununtalebi üzerine gerekli tedbirlere karar verilebilir.

19. Somut olayda başvurucu, ülkesinde sistematik olarak insan hakları ihlallerigerçekleştiğini ve sınır dışı edilmesi hâlinde muhalif olması nedeniyle yaşamının tehlikeyedüşeceğini ileri sürmüştür. Özbekistan’a ilişkin Uluslararası Af Örgütü tarafından açıklanan2014/15 tarihli İnsan Hakları Raporunda, yabancı ülkelerden sınır dışı edilerek gerigönderilen kişilerin “gerçek bir işkence ve kötü muamele riski” altında oldukları belirtilmiştir.İnsan Hakları İzleme Örgütünün 2015 yılı Özbekistan İnsan Hakları Raporunda ise binlerceyönetim karşıtı aktivistin tutuklandığının ve bir kısmının hapis cezasıyla cezalandırıldığınınayrıntılı olarak açıklandığı görülmektedir.

20. Öte yandan idare mahkemesince başvurucunun iddialarına yönelik bir araştırmaya da değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Bununla birlikte BMMYK başvurucununsığınma talebini kabul ederek güvenli üçüncü ülkeye yerleştirilmesine karar vermiştir.Başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde ülkesinde kötü muameleye maruz kalma ihtimalibulunduğu gibi BMMYK nezdinde kazanmış olduğu güvenli üçüncü ülkeye yerleştirilmehakkını da kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.

21. Açıklanan nedenlerle, bu aşamada başvurucunun ülkesine sınır dışı edilmesihâlinde “maddi ve manevi bütünlüğüne” yönelik ciddi bir tehlikeyle karşılaşma ihtimalibulunduğu anlaşıldığından tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

A. Başvurucunun tedbir talebinin KABULÜNE,

B. Mahkemece yeniden bir karar verilinceye kadar başvurucu Azizjon Hikmatovhakkında ÜLKESİNE SINIRDIŞI EDİLMESİNE İLİŞKİN İŞLEMİNUYGULANMAMASINA,

C. Kararın bir örneğinin başvurucuya ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne tebliğine,15/12/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Etiketler:

Makaleler

Paylaş: